Translate

11 Ağustos 2013 Pazar

Hayatimizdaki kararlari neye gore veririz ?



Kararlar kararlar hayatimizdaki kararlari neye gore veririz... 
Yasanmisliklar mi yasanmamisliklar mı yoksa yasanacaklardan nedenlerden sebeplerden sonuçlardan gelen korkularimizdan mi korkularin size verdiği güçsüzlükten mi sunu iyi bilmek gerek; Yaptığımız her seçimin bedelini ödemez miyiz tüm hayatımız boyunca.. Yada meyvelerini toplamaz mıyız eğer seçimlerimiz gerçekten doğruysa.. Siz karar verirsiniz, ama şartlar öyle bir hale getirir ki, Yaptığınız seçimler iter, uzaklaştırır, dışlar sizi,  Tıpkı beklediğiniz bir otobüsün geldiğinde tıka basa dolu olması gibi.. Binmeye çalışırsınız, gideceğiniz yere gitmek için.  Ya çok doludur durmaz.  Ya da durur açar kapılarını ama…  Siz binemezsiniz… Almanız gereken karar o otobüstür, almak zorunda olduğunuz belki de..  Ama gelmiş, durmuş ve kapılarını açmış..  Oysa
sizi almadan devam etmiştir yoluna.. Belediye otobüs duraklarında gelen otobüslerin sonu yok, hatta başka bir çok ALTERNATİFİNİZ var sonuçta..  Oradan koşun gidin metro’ya.. Olmadı mı?  Bir taksi çevirir gidersiniz yolunuza,… Peki hayat böyle mi ya?..  Bu kadar mı basit örnekleyebiliriz yakalanan, ya da kaçırılan, yapılan, ya da yapılması gereken HAYAT TERCİHLERİNİ.. Et tırnaktan ayrılmaz derler doğrudur..  Ama siz inanmayın ne işkenceler gördüm ben.. İNSANLARIN TIRNAKLARINI SÖKERLER. Ne olursa olsun, şunu anladım. İnsan verdiği karardan dönmemeli, ödemesi gereken bir bedel varsa ödemeli.. Lakin verdiği kararla gurur duyup, onurla o kararın ardından yürümeli..Hayat o kadar karmaşık ki ve biz insanlar bunu biraz daha karıştırmak için elimizden ne gelirse yapıyoruz…En dolu mutluluklarımızın yanına bir tutam keder, bir parça acı eklemeden günü bitirmeyi hiç bilmiyoruz…Gün ışığı pırıl pırıl alnımıza parlarken, ne yapıp edip, kendimizi en derin, en karanlık mezarlara atıyoruz..Gözüm takılıyor caminin önündeki güvercinlere, her kanat çırpmaları bir amaç için, bir savaş uğruna.. Sokakta dolaşan ve herkesten tekme yemiş köpek….Bir parça ekmeğin derdinde….Denizin altında ağlardan kaçan balık, kendinden küçükleri arıyor sinsice…Uzatmaya gerek yok..Güneş doğar ve batar, mevsimler biz olsak ta, olmasakta hep olacaklar..Diyesim o ki,Boşverin kavgaları dostlar… Bir kuru ekmek, bir baş soğan, iki üç zeytin tanesi ve bolca huzur…Abartmaya gerek yok yani…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder