Kimse bilmez içimdeki o boş odayı
kapısı yok, penceresi yok
içeride bir adam oturuyor
ellerini ovuşturup duruyor
soğuk, hep soğukYüzüme baktıklarında
gözlerinin içinde kendi yansımalarını arıyorlar
beni değil
beni asla
bir ayna gibi kullanıyorlar beni
kırılınca da suç bende kalıyorKonuşuyorum
kelimelerim havada asılı kalıyor
birer birer dökülüyor yere
kimse eğilip almıyor
çünkü anlamak ağır geliyor
anlaşılmak ise imkânsızÇocukluğumdan kalma bir oyuncak var bende
kolu kırık, sesi çıkmıyor
ama hâlâ sarılıyorum ona geceleri
çünkü o bile benden vazgeçmedi
insanlar gibi değil
insanlar gidiyor
oyuncak kalıyorBazen gülüyorum
içimde bir kadın ağlıyor
gülüşüm onun gözyaşlarını örtüyor
kimse fark etmiyor
çünkü görmek istemiyorlar
görmek sorumluluk getiriyor
sorumluluk korkutuyorYalnız değilim aslında
yanımda bir sürü gölge var
hepsi benim
hepsi suskun
bir ordu gibi yürüyoruz sokaklarda
ama kimse selam vermiyor
çünkü görünmüyoruz
görünmek istemiyoruzBir gün öleceğim
mezar taşıma yazacaklar:
“Burada yatıyor
kimse tarafından anlaşılmamış biri”
altına da ekleyecekler belki:
“Zaten anlamaya çalışmadık ki”O gün bile
içimdeki o boş oda kapanmayacak
kapısız, penceresiz
soğuk
ve hâlâ içinde
ellerini ovuşturan bir adam olacakBelki sen
bu satırları okurken
bir an duraksarsın
belki bir an
o soğuk odaya bir kapı kondurursun
belkiAma biliyorum
devam edeceksin yoluna
ben yine burada kalacağım
kapısız odamda
ellerimi ovuşturarak
soğuk
hep soğuk

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder