Translate

15 Eylül 2013 Pazar

HERKES SEVDİĞİNİ ÖLDÜRÜR





Kulak verin sözlerime iyice,
Herkes öldürebilir sevdiğini
Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle,
Korkaklar öpücük ile öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!

Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimileri yaşlı iken öldürür;
Şehvetli ellerle öldürür kimi
Kimi altından ellerle öldürür;
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.

Kimi aşk kısadır, kimi uzundur,
Kimi satar kimi de satın alır;
Kimi gözyaşı döker öldürürken,
Kimi kılı kıpırdamadan öldürür;
Herkes öldürebilir sevdiğini
Ama herkes öldürdü diye ölmez. 

Oscar Wilde

11 Eylül 2013 Çarşamba

ÜSTAD CAN YÜCEL.....

BAĞLANMAYACAKSIN


Bağlanmayacaksın bir şeye, öle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin
Demeyeceksin işte.Yaşarsın çünkü...

Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela.
O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle O daha az sever seni,
Senin O´nu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Çalıştığın binayı,masanı,telefonunu,kartvizitini...
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin

Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatışarın gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.

Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi, ayı ,yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak."O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir Şeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden,Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidicekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat, İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...

Can Yücel

2 Eylül 2013 Pazartesi

VUSLATA DOĞRU




Güneş batmaya doğru yol alıyordu. Şehrimin güzelliği denizin güzelliğinden çalıyordu. Bir yürüyüş esnasında inceliyordum insanımızı. Yolda yürüyüş yapan insanların yüzlerinde ki hayat manzaraları vardı. Banklarda oturan teyzelerim ayrı bir dedikoduyu tetikliyordu belki de. Çocuk parkları dolmuş taşmış insanlara mutluluklar saçıyordu. Genelinde her yanımız sevinç yağmurları başlamıştı. Her adımda bir neşe katıyordum yüreğime.

1 Eylül 2013 Pazar

ÖZLEDİM...






Bilmem yine satırlarım bu sefer bilgisayarın kalvyelerıne konusayım dedım bugun de bır degıskıklık olsun ıstedım. her gun aynı saatte saat 18:00 da farklı yerlerde senınle kagıdımla kalemımle ınankı murekkeple bıle konusmaya hatta her nefes alısımda kendı kendımle senınle

BİR BAYAN GÖZÜYLE ABİYE….






Bir daha dünyaya gelecek olsaydım inan erkek olarak gelmek isterdim…..
Bu dünyanın içindeki pislikleri biraz olsun temizleyebilmek için, bunu gerçekten çok isterdim…

11 Ağustos 2013 Pazar

Hayatimizdaki kararlari neye gore veririz ?



Kararlar kararlar hayatimizdaki kararlari neye gore veririz... 
Yasanmisliklar mi yasanmamisliklar mı yoksa yasanacaklardan nedenlerden sebeplerden sonuçlardan gelen korkularimizdan mi korkularin size verdiği güçsüzlükten mi sunu iyi bilmek gerek; Yaptığımız her seçimin bedelini ödemez miyiz tüm hayatımız boyunca.. Yada meyvelerini toplamaz mıyız eğer seçimlerimiz gerçekten doğruysa.. Siz karar verirsiniz, ama şartlar öyle bir hale getirir ki, Yaptığınız seçimler iter, uzaklaştırır, dışlar sizi,  Tıpkı beklediğiniz bir otobüsün geldiğinde tıka basa dolu olması gibi.. Binmeye çalışırsınız, gideceğiniz yere gitmek için.  Ya çok doludur durmaz.  Ya da durur açar kapılarını ama…  Siz binemezsiniz… Almanız gereken karar o otobüstür, almak zorunda olduğunuz belki de..  Ama gelmiş, durmuş ve kapılarını açmış..  Oysa

GERÇEK AŞK




Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış: 
Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri, Aşk dahil... 

Bir gün, adanın batmakta olduğu duygulara haber verilmiş... Bunun üzerine hepsi adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar.